30 Ağustos 2010 Pazartesi

Çok Yönlü Saat

Bu oyuncağımızı çok seviyoruz. Çok yönlü olması açısından benim de hoşuma gidiyor. İlk aldığımda Gülsima daha küçüktü, ambalajını açmamıştım. O zamanlar Gülsima'nın renkleri öğrenmesi açısından fayda sağlamıştı. Şimdi ise hem yapboz görevi görüyor, hem rakamları öğretiyor, hem renkleri hem de saati. Renkleri tamamen öğrendi minik kuşum. Rakamların da bir ksımını öğrendi. Bazılarını biliyor ancak bilmemezlikten geliyor sanırım:) Şekil olarak rakamların hepsini bilmese de bir keresinde 30'a kadar saymıştı. Bazen de "say kızım" dediğimizde ise bilmiyormuş gibi kafadan atıyor sayıları:) Bizi kandırıyor minik cadı. Bu oyuncağımız saati öğrenmesi açısından da çok faydalı demiştim. Ancak bunun için biraz daha zaman geçmesi gerekiyor sanırım.


22 Ağustos 2010 Pazar

Yırtma Oyunu Sonucu Oluşan Çöp Adam

Bugün pazar günü olması dolayısıyla minik kuşumla bol bol vakit geçirme imkanımız oldu. Ne zamandır aklımda olan kağıt yırtma oyunu oynadık. Gördüğünüz üzere bilimum gazete ve reklam dergilerini Gülsima'nın önüne yığdım ve birlikte yırtmaya başladık.




Yırttığımız kağıt parçalarından çöp adam yapmaya karar verdik. Parçaları poşete doldurup ağzını bağladık.




Gülsima'dan çöp adam için bir kağıda ağız, burun ve göz çizmesini istedim. O çizdi, ben de kesip yapıştırdım.





 İşte odasındaki yerini aldı:


Gülsima bu sırada benim eski çocukluk şarkımı söylüyordu, ama Gülsimacasını:)

"İstanbul'un parkında,
Yıldızların altında,
Ben Gülsima'yı sevdim
İki buçuk yaşında"

Şarkıyı kendince bu tarz bir şiire dönüştürmesi beni hem şaşırttı hem de sevindirdi:)

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Karsız Kartepe



Kışın babamız Kartepe'de ilk kayak deneyimini yaşamış ve çok beğenmişti. Bu sene de yazın çok sıcak günlerini yaşarken oranın serinliğinden faydalanmak istedik. Bir fırsat bulup teyzoşumuzu da alarak Kartepe'ye iki günlüğüne gidelim dedik. Kısa ama çok güzel ve serin bir tatildi. Gökyüzüne yakın, ormanın arasında sakin ve sisli bir tatil geçirdik. Gülsima da çok eğlendi.


Gündüz yeşilliklerin arasında dolaştı, gece de havuz keyfi yaptı:)


İşte burada etrafı incelerken






Burada da mızmızlanırken..



Sonradan "kızım bu resimde neden ağlıyordun?" diye sorduğumda "sen yanımda yoktun o yüzden" diyor muzipçe..


At ve sevimli yavrusu:



 Teleferikte metrelerce yükseklikteyiz:




Ve en son gün en şımarık haliyle Gülsima komik bir anı bıraktı oraya dair. Olay şöyleydi:


Garson abimiz her yemek vaktinde bizimkiyle ilgileniyor ve ona özel servis yapıyordu. Bizimki de şımarıyor tabiiki. En son gün son görüşmelerinde yanına gelerek bir şey sordu Gülsima'ya. Bizimki cevap vermek yerine şımarık ve çok tatlı bir şekilde  çok ama çok alakasız birşey söyledi: "Aaaannee benim astronotum yok değil miiii?"


Ben de bir alaka kuramadım. O sıralar kitabında astronot resimleri ilgisini çekiyordu ama o anda şımarıklık olsun diye söylemişti bunu. Ben de ne diyeceğimi şaşırdım:) Ve "Bu sıralar uzayla ilgileniyor da" dedim:) Teyzoşumuz Ayşenur gülmekten kırıldı o nasıl cevap diye:)

3 Ağustos 2010 Salı

I'm sleeping


Çocukların 6 yaşına kadar bir kaç dil öğrenme kapasiteleri varmış. Özellikle birkaç tane yabancı dil konuşulan bir evde büyüyen bir çocuğun o dilleri öğrenmesi kaçınılamaz. Bizde maalesef öyle bir durum söz konusu değil ancak Gülsima'ya bazı İngilizce cümleleri yavaş yavaş öğretmeye çalışıyoruz.

What's your name?, How old are you? gibi soruları cevaplayabiliyor. Ancak geçen gün annemlerde söylediği cümle hepimizi çok şaşırttı. Ben işte olduğum için maalesef şahit olamadım.

Hatice yengem gelmiş annemlere. O da kendi kendine birşeyler mırıldanıyormuş. "Ne yapıyorsun kızım?" demiş annem. O da "Arapça konuşuyorum" demiş gülerek. "Haydi bir de İngilizce konuş" dediklerinde elini yüzüne kapatmış ve "I'm sleeping" demiş:) Hepsi çok şaşırmış. Bana anlattıklarında ben de çok şaşırdım doğrusu. Bu da teyzesinden öğrendiği bir cümle, ona da ayrıca teşekkür ediyoruz.

Edanur'dan öğrendiği İngilizce cümle de çok hoşuna gitti: "I'm caggidi caggidi sakız" :)

1 Ağustos 2010 Pazar

Minik Masallar

Armutlu'ya giderken kitap olarak Selma Halamızın hediye olarak aldığı Timaş Yayınları'nın Minik Masallar isimli sevimli küçük kitaplarını götürdük. Boyut olarak küçük ama içerisindeki masallarla resimlerin uyumu harika. Bir de her masalda farklı bir davranışı öne çıkarmış. Örneğin bir tanesinde düzenli olma, diğerinde çalışkan olma, meraklı olma, vs. konular içeriyor. Gülsima bu masalları hiç sıkılmadan dinledi. Bütün kahramanların ismini de öğrendi.


Okumanın yanında bir de oyun türettik kitaplardan. Baktım Gülsima kendi kendine kitapları dizmeye çalışıyor. Benim de aklıma domino taşlarından oynanan oyun geldi. Öncelikle kitapları aşağıdaki gibi ard arda dizdim. Gülsima'nın da eline bir çubuk verip baştakine dokunmasını istedim. Kitapların birbiri üzerine düşmesi çok hoşuna gitti:) Bir kaç sefer oynadık bu oyunu:)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails